top of page

Kahretsin, Yine Her Yer Dağılmış!

Bazen, evde dolaşırken her köşede bir karmaşa gözüme çarpar. Masanın üstü kitaplarla dolu, yerde üst üste yığılmış çamaşırlar, mutfakta birikmiş bulaşıklar... “Bu dağınıklık ne zaman başladı?” diye sorarım kendime. Ama sonra fark ederim ki aslında bu sadece evim değil, kafam dağınık. Zihnimdeki düşünceler o kadar birbirine karışmış ki, dış dünyam da bu karmaşaya ayak uydurmuş.

 

dağınık ev

Evim bir nevi ayna görevi görür bazen, zihnimin bir yansıması olur. Günlerdir başımı kaşıyacak vaktim olmadığında, düşüncelerimin kontrolümden çıktığını hissederim. Bir bakarım ki, aynı düzensizlik evin her yerine yayılmış. O an, zihnimdeki dağınıklığı fark ettiğimde bile ne yapacağımı bilemem. Başlangıç noktası neresi? Evi toparlayarak mı başlamalıyım yoksa kafamın içindeki düğümleri çözmeye mi çalışmalıyım?

 

Peki ya sorunun temeli ne? Eşyaların arasındaki kaosu mı kontrol edemiyorum yoksa zihnimdeki sesleri mi? Hangi dağınıklığı önce çözmek gerek? Bu soruların cevabı belki de basit: İkisi de birbirine bağlı. Kafamdaki düşünceler ne kadar karmaşıklaşırsa, çevremdeki dünya da o kadar dağılır. Zihnimin içinde ne kadar çok “yapılacak işler” listesi varsa, etrafımdaki dağınıklık da o kadar büyür. Aynı şekilde, fiziksel olarak etrafımı düzenledikçe, zihnimdeki karmaşa da bir nebze olsun hafifler.


Bunu anlamam biraz zaman aldı aslında. Her şey üst üste geldiğinde, hayatımın kontrolünü kaybediyormuş gibi hissettiğimiz olur. Kendimizi bir türlü toparlayamaz, nereden başlayacağımızı bilemeyiz. Ama sonra fark ederiz ki, bazen sadece bir köşeyi düzeltmek bile yeterli oluyor. O köşe, zihnimizdeki düğümün bir kısmını çözüyor, sanki düşüncelerimizi bir anda netleştirmeye başlıyor.

 

Şu soruyu hep kendime sorarım: "Gerçekten dağınık olan ne? Ev mi, zihnim mi?" Zihnimi toparlamadan evi düzenlemem mümkün değil. Bunu fark etmek, beni bir adım öne taşır. İşe içimden başlamalıyım; önce düşüncelerimi toparlamalı, zihnimdeki karmaşayı azaltmalıyım. Sonra zaten elim de harekete geçer, o çamaşırlar toplanır, bulaşıklar yıkanır. Çünkü ev, sadece yaşadığımız fiziksel bir mekan değil. Bazen bir yansıma oluyor. Zihnimiz, ruh halimiz, hatta duygusal durumumuz bile evimizin durumuna yansıyabiliyor.

 

Dağınık Oda

Bir yerden başlamak, aslında en zor olan şey. Ama bazen küçük bir adım, büyük bir değişime yol açar. Bunu sadece evi toparlamak için değil, zihinsel bir temizlik için de düşünebiliriz. Düşüncelerimizi sadeleştirip, daha fazla kendimize odaklanmak, zihnimizdeki yükleri hafifletmek. Böylece hem kafam hem de evim toparlanmaya başlar.

 

O yüzden, eğer bir gün evde dolanırken “Her şey dağıldı” diye düşünüyorsan, belki de biraz durup kendine şu soruyu sormalısın: “Gerçekten dağınık olan ne?” Cevap, belki de kafanın içinde gizlidir.

 

Unutma, bazen dışarıdaki dağınıklık, içimizdeki kaosun bir yansımasıdır. Ve işte bu yüzden, toparlanmak hem içsel hem de dışsal bir süreçtir. Zihnini topladıkça, evin de düzelecek. Çünkü ikisi de birbirine bağlı, ikisi de aynı temizlik ritüelinin parçalarıdır.


Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page