top of page

ANNE OLACAKSIN, KENDİNE GEL!


Ben geldim. Özlediniz mi beni? Yine sizlere sorduğum soruyu kendim cevaplayarak başlayacağım yazıma. Çünkü kendimi siz güzel annelerle dertleşiyor gibi hissediyorum. Ve beni anlayıp dinlediğinizi kalbimden biliyorum. Kendime karşı en acımasız olduğum anı, hamile olduğum için üzüntümü gizleyip gözyaşlarımı zorla durdurmaya çalışırken yaşadığımı düşünüyorum. Bebeğim önemliydi, o üzülmemeli ve strese girmemeliydi. Ağlamamalıydım. Üzülmemeliydim. Ama ben de bir insandım, süper kahraman değildim. Bunu unutmuştum o zamanlarda. Ve aslında anlamıştım ki her anne bir süper kahramanmış. Gerçekten. Annem ölmüştü ama ben ağlamıyordum. Bebeğim üzülmesin diye. Peki ya benim içimdeki kasırgalar? Onları kim susturacaktı? Oysa duygularımı boşaltmak, anlatmak, paylaşmak hatta boşluğa bağırmak bile bir seçenekti. Kendime o günlerde tanımadığım seçeneklerden. Kendimi daha çok incitmeyi seçmiştim, bebeğim için. Siz kendinize iyi davranın olur mu?


HAMİLELİK KUSURSUZLUK DEĞİL!


Bugün sizlere hamilelik depresyonundan bahsedeceğim. Evet, bu bir söylenti değil, bir gerçek. Psikoloji literatüründe bulunan ve benim de birkaç kez şahit olduğum bir durum bu. Baştan söyleyeyim, bunu yaşayanlar asla suçlu değiller. Onlar bir şeyi yanlış ya da eksik yapmadılar. Sadece başlarına bu geldi, o kadar.

Evet, bir çocuk sahibi olmak ve onun dünyanıza katılmasını beklemek çok sevinçli ve heyecanlı bir süreçtir. Ancak yaşam koşullarının farklılığına, çevremizdeki imkanların çeşitliliğine bağlı olarak bu durum bazı kadınlarda fazladan strese ve endişeye neden olabilir. Sosyal destek çevresinin eksikliği, hamilelik öncesi ve sırasında aşırı endişe ve strese neden olan olaylar, eşin yetersiz yardımı, daha önceden depresyon öyküsü olması bu riskleri oldukça arttırır. Yoğun ve baş edilemez kaygı, özellikle birinci ve üçüncü trimesterde hamilelik depresyonuna dönüşebilir. Peki siz hiç bu süreçte yoğun ve sürekli bir hüzün durumu hissettiniz mi?


ÜZGÜN MÜYÜM, YOKSA DEPRESYONDA MI?


Annelik Depresyonu

Peki nasıl anlayacağız? Hamileliğin ilk üç ayında görülen belirtiler, hamileliğin kendi belirtileriyle karışabilir: Aşırı yorgunluk, çok uyuma, baş dönmesi, mide bulantısı... Ancak bunların yanında geçmeyen üzüntü hali, dikkat bozuklukları, aşırı sinirlilik, hayattan zevk almama, unutkanlık da olursa depresyon riskini göz önünde bulundurmakta ve bir uzmana görünmekte fayda vardır. Bazı vakalar öyle ilerlemiş olabilir ki, karnındaki bebeğini istememe ve büyümüş göbeğine bakamama gibi uç durumlar da ortaya çıkabilir. Unutmayalım ki bu durum tedavi edilebilir. Görmezden gelmek, utanmak, bu durumdan suçlu hissetmek, onun ilerlemesine olanak sağlar ve işleri hem sizin hem de bebeğiniz için çıkmaz bir yola sokabilir.


HAYATIN SENİ GÖTÜRDÜĞÜ YERDEN UTANMA!


Depresyon

Hamilelik depresyonu kötü, anormal ya da utanılacak bir durum değildir. Olmamalıdır da. Koşullar bazılarını bu noktaya getirebilir, sadece bu kadar. Siz ya da etrafınızdaki biri bu durumu yaşıyorsa, bu belirtilerden bazılarını da olsa gösteriyorsa onu ya da kendinizi yargılamak yerine dinlemeyi, anlamayı, yardımcı olmayı seçin. En önce de kendi elinizden tutun. İşler böylece kolayca çözülebilir. İnsanız biz, her şey herkesin başına gelebilir. Unutmayın. İyileşmek de sizin elinizde. Etrafınızda bu belirtileri gösteren, sizi endişelendiren davranışlar sergileyen insanlar var mı? Peki ya siz? Hamilelikte üzüldüğünüz için kendinizi hiç bebeğinize karşı suçlu hissettiniz mi?

Sevgili anneler, bir sonraki yazımızda hamilelik hurafelerini konuşacağız. Bazılarının inandığı, bazılarının ise inandırılmaya çalışıldığı... Düşünün bakalım, size en çok söylenilen hurafe neydi? Ve en çok inandığınız hangisi?


Sevgiyle...


Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page