top of page

3.5 Ayda Aynı Kişi Tarafından İki Kere Nasıl Terk Edildim?


New York

Herkese merhaba! Ben Aybike. 6 yıl önce Amerika’ya taşındım ve New York’ta yaşıyorum. İlk blog yazısı denememin Nasıl Kafayı Yemedik? için olmasından çok mutluyum çünkü "Erkekler kapatılsın." Burada yaşadığım, yaşıyor olduğum ve yaşayacağım bazı başımdan geçen olayları sizlerle paylaşacağım… Hadi başlayalım.


3.5 ayda aynı kişi tarafından iki kere nasıl terk edildiğimi anlatmaya başlayayım. (Yazımın devamında bu erkek kişisinin adı "Fotoğrafçı" olarak geçecek.)


Fotoğrafçıyla bizim ofiste işe başladığında tanıştık. Kendisi şeytani bir çekiciliğe sahip bir moda fotoğrafçısı olmasının dışında, sonradan öğrendim ki başka bazı psikolojik sorunları varmış. Ofis dışında ilk defa birlikte dışarı çıktığımızda aramızdaki çekim hissedilmeyecek gibi değildi ve o günden sonra birlikte booooolca vakit geçirmeye başladık. Saatlerce konuşuyoruz, kahkahalar seviyesinde eğleniyoruz ve bir süre sonra sevgili kıvamındayız ama tam adını koymuyoruz. Kıskançlık ve travmalarımız kaynaklı güvensizlik aramızda büyük sorun haline geliyor.


Bir gün Fotoğrafçı “Eğer işler daha ilerlerse arkadaş kalamayız ama sen hayatımda ol istiyorum” diyerek benden ayrılıyor. Bu aklı da bir kız arkadaşından (ismi Eblek olsun) alıyor. Bu öyle hani "olursa olur, olmazsa rakı içeriz" gibi değil, birlikte iş kurmak üzereyiz ve birlikte çalışıyoruz, her gün bir ilişki. İşlerimiz bozulmasın diyoruz ve ara ara kuracağımız işle ilgili konuşmak ve planlamak için vakit geçiriyoruz. Böyle kalmıyor, bakışmalar, gülüşmeler, ofis happy hour’ları derken ayrılığın üstünden 2 hafta geçmeden işler yine yakınlaşmaya varıyor. Bir kez daha adı bile konmadan ilk "love"lar söyleniyor, bazı sözler veriliyor, bir takım planlar konuşuluyor. Tamam diyorum ben varım. (Bu sırada ilk ayrılmamızda Eblek’le takıldığını öğreniyorum ve AÇIKÇA diyorum ki onunla olmak istiyorsan git, yok diyor arkadaşız.) Fotoğrafçı işten ve New York’tan check-out yapıyor, dönüyor, aramız garip ve soğuk, 2 gün sonra beni ghostluyor. Ghostlanmam hafta sonuna geliyor, ben çıldırıyorum tabii. Bakıyorum, Eblek fotoğraf koymuş, çocuğun beni ghostlamadan önce söylediği son şey de yalanmış, 2 haftadır da birlikte takılıyorlarmış... (Bu bilgilere sosyal medyadan ulaşmış olmaktan gurur duymuyorum ama söylemekten de utanmıyorum. Yalancılar utansın kardeşim!)


Ofiste mecbur denk geliyoruz tabii, garip bir durum. Bir ara beni sigaraya çıkarıp ghostlamadığını söylüyor ve kızla takılmadığını ama ikisinin de yalan olduğunu biliyorum. Belki tedavi programım 1 ay sürecek, “Bekle demiyorum, ama 1 ay sonra iyi olursam..?” diyor. İçimden "siktir git" diyorum, dışımdan yaptığımız kapı önü sigarası kapanış konuşmamızda ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Konu kapanıyor.


Şimdi çözmediğim sorun şu: Erkekler bize bu kadar yalanı neden söylüyor? Hissetmedikleri şeyleri hissediyormuş gibi yapmak nedir? Ya da hissettiğini düşündüğü şeyi söyleyip sonra fikir mi değiştiriyorlar?Peki biz neden gelip bize bu yalanları söylemelerine izin veriyoruz? İşin garibi şu ki, ikinci tura dönmüş olmama rağmen ve yalan ve güven konseptleri ilişkideki en önemli kırmızı/yeşil bayrak konusu olsa da yarın gelip "ben düzeldim, seni istiyorum" dese, üçüncü bir tur dönmeyeceğimin garantisini veremem. Geçen gün, bir gün kitap yazarsam kendisine yer verir miyim diye sormuştu. Okuyamaz ama en azından ilk blog yazıma malzeme olduğunu bilse başı göğe ererdi bence. :)


Neyse, bu hafta ay tutulması, gitmesi gerekenlerin gitmesine izin veriyor, biz yolumuza devam ediyoruz. Bu akşam bir tarot açarım, iki manifest. Perşembe günü date’im, cumartesi günü de terapim var, bence mükemmel bir kronolojik sıralama. Kadınların işi zor arkadaşlar. Dışarıda pusuya yatmış bekleyen yalancı, narsist ve duygularımızı kendi egosu ve psikolojik/duygusal iyileşme ve gelişmesi için manipüle etmeyi bekleyen binlerce erkek kişisi var. Bizler de keriz gibi inanmaya hazır bekliyoruz, keriz olmayalım. Bunlar bize kafayı yedirir, sonra da "sen delisin" derler, yemeyelim.


157 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page